• Ulaşım Zor
• Uluslararası Uçuş Yok
• Lojistik Sorunu Maliyetleri Katlıyor
• Altyapı Sorunları Turistlerin Beklentilerini Karşılamıyor
• Turizm Çalışanları Geleceklerinden Endişeli
Yeni yerler keşfetmek, farklı kültürlerle tanışmak, denizin ve dağların kavuşması... Kısacası doğanın olağanüstü tadını çıkarmak… İşte Kıbrıs.
Siyasi dünya haritasında ve uluslararası arenada adeta yok sayılan, sınırlı tanınırlığa sahip bir ülke: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Peki, böyle bir ülkeye turist olarak gelmek nasıl olurdu? İşte bu sorunun cevabı oldukça karmaşık.
Sahip olduğu büyük turistik potansiyele rağmen, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde turizm sektörünün büyümesi ve sürdürülebilir hâle gelmesinin önünde ciddi engeller bulunuyor. Bu yazımda, Kuzey Kıbrıs’ta 38 yıllık turizm deneyimime dayanarak, sektörün başlıca zorluklarını ele almak istiyorum.
Hepimizin bildiği gibi KKTC yalnızca Türkiye tarafından tanınıyor. Peki, bu ne anlama geliyor? KKTC, uluslararası toplum tarafından tanınmadığı için çeşitli alanlarda ambargolarla karşı karşıya. Bu durum, ekonomi ve turizm başta olmak üzere birçok sektörü olumsuz etkiliyor. Yabancı yatırımcılar, siyasi belirsizlikler ve mülkiyet haklarına ilişkin hukuki sorunlar nedeniyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde turizm yatırımı yapma konusunda tereddüt yaşıyor. Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü, potansiyel yatırımcılar için ciddi bir risk oluşturuyor. Siyasi istikrarın sağlanması ve uluslararası alanda tanınırlığın artırılması, yabancı yatırımcıların ilgisini çekmek açısından kritik öneme sahip. Çevre dostu projelere yatırım yapılması, dijital pazarlama stratejilerinin geliştirilmesi ve yabancı yatırımcılar için hukuki ve siyasi güven ortamının sağlanması, KKTC turizminin geleceği açısından büyük önem taşıyor.
Uluslararası toplumda tanınmamanın en önemli sonucu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne doğrudan uluslararası uçuşların olmaması. Dünyanın herhangi bir yerinden KKTC’ye gelmek istediğinizde ilk destinasyon Türkiye olmak zorunda. Bu durum da yolculuğu hem daha uzun hem de daha maliyetli hâle getiriyor. Türkiye üzerinden yapılacak seyahatin süresinin uzunluğu ve maliyetinin yüksek olması nedeniyle, KKTC’ye gelen üçüncü ülke vatandaşları ve tur operatörleri son yıllarda Larnaka Havalimanı'nı tercih etmeye başlamışlardır. Bu durum da KKTC’nin yabancı turist potansiyelinin Güney Kıbrıs’a bağlı olmasına sebebiyet vermektedir.
Kıbrıs’ın bir ada ülkesi olmasından kaynaklanan zorlukların başında lojistik sorunu yer alıyor. Bu zorluklar da turizm sektöründeki işletmelerin maliyetlerini katbekat artırıyor. KKTC, ithalat ve ihracatta Türkiye’ye bağımlı. Ada’ya dışarıdan getirilen gıda, içecek ve diğer ürünlerin fiyatları; taşıma maliyetleri, gümrük ve diğer masraflar eklendiğinde oldukça yükseliyor. Bu maliyet artışı, konaklama, ulaşım ve yeme-içme gibi hizmetlere de yansıyor ve Kuzey Kıbrıs, turistler için daha pahalı bir destinasyon hâline geliyor. Öte yandan, elektrik ve su gibi temel hizmetlerin yüksek maliyetleri de işletmeleri olumsuz etkiliyor ve bu yüksek maliyetler turizm sektörünün istikrarını tehdit ediyor.
Kuzey Kıbrıs’ın turizm potansiyeli yalnızca ulaşım ve maliyet sorunlarıyla sınırlı kalmıyor. Uluslararası alanda tanınmamanın yarattığı bir diğer önemli sorun da tanıtım eksikliği. Yeterli bütçe ve stratejik planlama eksiklikleri nedeniyle KKTC, sahip olduğu doğal ve kültürel zenginlikleri dünyaya etkili bir şekilde tanıtamıyor. Etkili bir turizm pazarlaması için dijital platformlarda daha görünür hâle gelmek ve stratejik iş birlikleri geliştirmek büyük önem taşıyor.
Turizmin sürdürülebilir gelişimi için ulaşım, konaklama ve çevre düzenlemesi gibi altyapı unsurlarının güçlü olması gerekir. Ancak Kuzey Kıbrıs’ta toplu taşıma sisteminin yetersizliği ve bazı bölgelerdeki tesis eksiklikleri, turistlerin deneyimini olumsuz etkiliyor. Elektrik ve su arzındaki düzensizlikler, turistlerin beklentilerini karşılamakta yetersiz kalıyor. Ayrıca, plansız yapılaşma ve çevre kirliliği, doğal güzelliklerin korunmasını zorlaştırıyor. Turizm sektöründe uzun vadeli başarı için çevre dostu ve sürdürülebilir projelere öncelik verilmesi şart.
Pandemi süreci, tüm dünya turizminde derin etkiler yarattı ve KKTC turizm sektörü de bu etkilerden en çok zarar gören alanlardan biri oldu. Pandemi süresince uygulanan seyahat kısıtlamaları ve kapanmalar nedeniyle turizm faaliyetleri durma noktasına geldi. Bu dönemde turizm sektöründe çalışan personel, geçimlerini sürdürebilmek için farklı sektörlere yönelmek zorunda kaldı. Ancak pandeminin ardından turizm yeniden canlanmaya başlasa da, bu çalışanların önemli bir kısmı sektöre geri dönmedi. KKTC’de kalifiye personel eksikliği, diğer ülkelere nazaran turizm sektöründe daha büyük bir sorun hâline geldi. Bu durumun başlıca sebepleri arasında pandeminin bireylerde kariyer değişikliği arzusunu tetiklemesi ve sektörün gelecekteki olası krizlere karşı kırılgan olduğuna dair oluşan güvensizlik yer alıyor.
Hep birlikte çalışarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni dünya turizm haritasında hak ettiği yere taşıyabiliriz. Doğası, tarihi ve kültürel mirasıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, turizmin parlayan yıldızı olmaya hazır. Yeter ki bu potansiyeli değerlendirecek adımları atmaya devam edelim.
Bu ilk yazımda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşayan bizler için pek yabancı olmayan, ama Kıbrıs’ta turizm yapmanın zorluklarına vakıf olmayan kişilerin bilmediği konulara değinmeye çalıştım. Bir sonraki yazımda buluşmak umuduyla, tüm zorluklara rağmen asla pes etmeyen tüm turizm emekçilerini de saygıyla selamlıyorum.