Geçtiğimiz hafta Antalya’daydım, tam da turizm sezonunun ortasında. Ercan-Antalya uçağı tam 2 saat rötar yaptı. Sebep mi? "Yoğun sezon". Dönüşte de uçağımız yine iki saat gecikmeli kalktı, sebep aynıydı. Antalya’ya vardığımızda "yoğun sezonun" ne olduğunu anladık. Havaalanına inen ve kalkan uçak sayısına, yolcu kalabalığına gözlerimiz inanamadı. Peki, aynı iklime, aynı, hatta daha güzel kumsallara ve daha iyi otellere sahip olan Kuzey Kıbrıs neden Antalya gibi turist çekemiyor? Üstelik TL'nin cazibesi ortadayken.
Turizm fonu nereye harcanıyor?
Kıbrıs Türk Otelciler Birliği (KITOB) Başkanı Dimağ Çağıner'in son açıklamaları, Kuzey Kıbrıs turizm sektörünün karşı karşıya olduğu ciddi zorlukları gözler önüne seriyor. Enflasyonla mücadelenin ihmal edilmesi, sadece ekonomik dengeleri değil, aynı zamanda toplumun ve turizm sektörünün geleceğini de tehdit ediyor. Çağıner’in belirttiği gibi, turizm sektöründeki maliyetlerin düşürülmesi, hem sektörün sürdürülebilirliği hem de turizm hedeflerine ulaşılması açısından kritik bir öneme sahip. Turizm Fonu'nun doğru ve etkili bir şekilde kullanılması, bu hedeflere ulaşmada önemli bir rol oynayacaktır. Avrupalı turistlerin geri kazanılması ve turizm sektörünün eski parlak günlerine dönmesi için, sektör temsilcilerinin ve devletin iş birliği içinde çalışması gerekiyor.
Antalya'nın Turizmdeki Başarısı İlham Olmalı
Turizm verilerine göre, 30 Haziran itibariyle Antalya’ya giden turist sayısı 6 milyon 200 bine ulaştı. Geçen yıla göre yüzde 13’lük bir artış, ilk bakışta küçük bir oran gibi görünse de, bu artış 700 bin turisti ifade ediyor ve ciddi bir artış. Antalya'nın bu yükselen grafiği, doğru stratejiler ve etkili yönetim ile turizmin nasıl canlanabileceğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor. Antalya’daki bu başarılı artış, Kıbrıs Türk turizm sektörü için de ilham kaynağı olabilir.
Kuzey Kıbrıs'ın potansiyelini ortaya çıkarmalıyız
Sonuç olarak, Kuzey Kıbrıs turizmi, karşı karşıya olduğu zorlukları aşmak için kapsamlı ve stratejik bir yaklaşıma ihtiyaç duyuyor. Enflasyonla mücadelede kararlılık, maliyetlerin düşürülmesi ve Turizm Fonu'nun etkin kullanımı, bu süreçte hayati önem taşıyor. Antalya’nın başarı grafiği, doğru adımlar atıldığında turizmin nasıl canlanabileceğine dair umut verici bir örnek sunuyor. Kuzey Kıbrıs’ın da benzer bir başarı hikayesi yazabilmesi için, sektörün tüm paydaşlarının iş birliği içinde çalışması ve gerekli reformları hayata geçirmesi gerekiyor. Bu sayede Kuzey Kıbrıs, sahip olduğu doğal ve kültürel zenginlikleriyle, Antalya gibi bir turizm cenneti olma potansiyelini gerçekleştirebilir.
